-
1 garson boy kadın giysisi
n. petite -
2 kadın binici giysisi
n. riding habit -
3 frock
kadin giysisi -
4 petite
adj. küçük, minyon, ufak, minik————————n. minyon kadın, ufak tefek kadın, garson boy kadın giysisi* * *narin* * *[pə'ti:t]((of women and girls) small and neat: That girl is very petite.) ufak tefek ve bakımlı, çıtı pıtı -
5 gown
uzun kadin giysisi, gece giysisi; cüppe; önlük -
6 sari
n. sari, hintli elbisesi, hint kadın elbisesi* * *(a garment worn by Hindu women, a long cloth wrapped round the waist and passed over the shoulder.) Hintli kadın giysisi, sari -
7 féminin
1 pour femme kadınlara ait2 kadınlara değgin3 bayanlardan oluşan4 kadınımsı◊Elle est très féminine. — O kız tam kadınımsıdır.
-
8 féminine
1 pour femme kadınlara ait2 kadınlara değgin3 bayanlardan oluşan4 kadınımsı◊Elle est très féminine. — O kız tam kadınımsıdır.
-
9 catsuit
noun (a woman's close-fitting one-piece trouser suit.) bedene sımsıkı oturan tek parçalı kadın giysisi -
10 چادر
1) çarşaf (kadın giysisi)2) çadır -
11 etek
\etekleri zil çalmak ( fig) vor Freude außer sich sein, vor Freude aus dem Häuschen seindağın eteğinde am Fuß des Berges -
12 iki parçalı
-
13 saya
saya s -
14 بلوزة
-
15 blüz
بلوزة [بلُوزَة] -
16 peignoir
-
17 jogging
-
18 riding habit
binici kıyafeti (kadın), kadın binici giysisi -
19 riding habit
binici kıyafeti (kadın), kadın binici giysisi
См. также в других словарях:
kadın terzisi — is. Kadın giysisi diken terzi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kostüm — is., Fr. costume 1) Ceket, pantolon ve bazen de yelekten oluşan erkek takım giysisi 2) Çoğunlukla sokakta giyilmek için dikilmiş kadın giysisi Arkasındaki kostümleri, manken üstünde gibi durur. S. M. Alus 3) Sinema ve tiyatroda rol gereği giyilen … Çağatay Osmanlı Sözlük
bikini — is., Fr. bikini Deniz, göl, havuz vb. yerlere girerken veya güneşlenirken giyilen, iki parçadan oluşan kadın giysisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bluz — is., Fr. blouse Vücudun üst bölümüne giyilen, genellikle ince kumaştan yapılan veya iplikten örülen kadın giysisi Sarı renkte incecik bir örme bluz giymiş. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
dekolte — is., Fr. décolleté 1) Kolları, göğüs veya sırt bölümü açık kadın giysisi Dekolteler o kadar açık ki insanın bazen hiç zahmet etmeseler diyeceği geliyor. H. C. Yalçın 2) sf. Açık saçık Kadınların çoğu dekolteydi. Halikarnas Balıkçısı Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
döpiyes — is., Fr. deux pièces Etek ceketten oluşan iki parçalı kadın giysisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
etek — is., ği 1) Giysinin belden aşağıda kalan bölümü 2) Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik Sevim in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı. R. N. Güntekin 3) Giysinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fistan — is., Rum. 1) Tek parça kadın giysisi Büyük balerinler gibi tülden, kısa bir fistanı var. H. C. Yalçın 2) İskoç, Arnavut ve Yunan erkeklerinin giydikleri kısa, pilili eteklik … Çağatay Osmanlı Sözlük
japone — sf., Fr. japonais Kolsuz, bol ve geniş (kadın giysisi) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaplan derisi — is. Deri sanayisinde çok tutulan ve kadın giysisi yapımında kullanılan deri … Çağatay Osmanlı Sözlük
rop — is., bu, Fr. robe Çoğu tek parça kadın giysisi İlk gözüme çarpan şey, pembe renkli, ince yünlü, sade bir roptu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük